Tatlı değil bu direkt şeker komasına sokar
Şimdi şöyle söyleyeyim…
Sweet Bonanza o kadar renkli, o kadar neşeli görünüyor ki…
İlk başta “çocuk oyunu mu bu?” dedirtiyor.
Ama yok öyle yağma!
İlk spin’den sonra anlıyorsun ki bu oyunun şekeriyle oynamazlar.
Meyveler dönüyor, şekerler patlıyor, hop! ekran coşuyor.
Bir de o çarpanlar yok mu…
Mor bomba düşüyor, 10x, 25x, 50x… kalp krizi gibi ama güzelinden.
Ve tüm bu tatlılık nerede en güzel yaşanır?
Slotter’da tabii ki.
Site mis gibi çalışıyor.
Donma yok, kasma yok, sadece “şekeri kap, parayı topla” havası var.
Bonus geldi mi, diyet bozulur
Oyunun kalbi: Bonus Oyunu.
3 tane lolipop scatter yakaladın mı, geçmiş olsun.
Gözler büyür, eller heyecanla ekranı tutar.
Spin başlar, ekran pat pat patlamaya başlar.
O sırada o çok sevdiğimiz mor bomba düşerse…
Bir anda kazanç 10’a, 20’ye, hatta 100’e katlanabilir.
Yani ekrana baka baka “ne oluyor lan” diye iç geçirirsin.
Ama şikayet değil bu, mutluluğun şekere bulanmış hâli.
Tatlı tatlı veriyor oyunu.
Yani öyle acımıyor da, atıyor ortaya bombayı, sen tutabilirsen tut.
Slotter‘dan oynarken ekstra keyifli oluyor bu anlar.
Hızlı dönüş, ani bonuslar, tertemiz ödeme ekranı.
Şekerin en tatlısı burada oynanıyor resmen.
Gözün meyvede, kalbin çarpanda
Sweet Bonanza’nın bir güzelliği daha var.
Kazanmak için çizgi falan aramıyorsun.
Yeter ki aynı meyveden en az 8 tane düşsün,
Hop! Oyun “al sana kazanç” deyip önüme seriyor.
Meyveler göz alıyor.
Üzümler, muzlar, elmalar, karpuzlar…
Hepsi sanki yeni yıkanmış gibi parlıyor.
Ve o renkler yok mu…
Ekrana baksan bile insanın içi açılıyor.
Spin dönüyor ama sen sanki lunaparktaymışsın gibi hissediyorsun.
Adrenalini, şekerle paketlemişler gibi.
Slotter’da oynarken daha da keyifli çünkü anında sonuç, anında tepki.
Kaybetsen bile “ya güzel döndü” diyorsun.
İçinden küfür değil, “şansım dönecek” umudu çıkıyor.